ESKDİR OĞUL! ESKİDİR
Babaeski inceleme Kitabinin yazarı Tahir Çelikten alıntı yapan Ahmet Korkut kendi araştırmasında şu rivayet aktarır: Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethi için Edirne'den yola çıktıktan sonra Babaeski'de mola verir. Kasabayı gezerken ihtiyar bir eskici ile sohbete başlar. Hükümdarın bütün sorularına vukuflu (bilgili) cevaplar veren ihtiyara Fatih bir ara: Baba burası ne zaman kurulmuş? Sen yaşlısın bilirsin.' der. Ağzı çivi dolu işine devam eden ihtiyar eskici: 'Eskidir oğul eskidir' cevabını verir. Bunun üzerine Fatih ihtiyarın yaşını sorar. İhtiyar yine çivi dolu ağzıyla: ‘baba eskidir evlat baba eskidir' der. Padişah kasabanın kuruluşu ve ihtiyarın yaşını öğrenemez ama verilen cevap çok hoşuna gittiği için: 'Burasının adı bundan sonra Babaeski olsun, bir de mescid yapılsın emrini verir.
Fatih Camisi bu emir sonrasında yapılmıştır.
ANSİKLOPEDİLERDE BABAESKİ
Örneğin Ana Biritanica veya Hayat Ansiklopedisinde Babaeski'yi aramış olsanız şu "ansiklopedik notlar"ı derleyebilirsiniz: Marmara bölgesinde Kırklareli'ye bağlı 652 km2'lik bir alana yayılmış; Lüleburgaz, Havsa, Pehiivanköy, Hayrobolu ilçeleriyle çevrili, Ova topraklarının tümünü Ergene'nin suladığı, ekonomisi tarıma dayalı bir ilçe'dir. Babaeski önceleri Kırklareli kazasına bağlı (Çünkü 0 yıllarda Kırklareli Edirne'ye bağlı bir kaza idi) bir nahiye idi."Eğer yalnızca Hayat Ansiklopedisinde Babaeski'yi aramışsanız şu cümle dikkatinizi çekecektir.
"...dispanseri, mezbahası, ilkokulları, daha çok medeni kuruluşları vardır."
İlginç değil mi? Oysa zamanımızda "Medeniyet" ölçüleri çok gelişmiştir ve kuşkusuz Babaeski daha doğru ve Türkçe deyimle ülkemizin en uygar beldelerindendir. Sosyal yaşamında beşeri yapısında, kültürel değerlerinde ve günün hangi saatinde yürürseniz yürüyün karşınıza çıkan her köşede yaşayabilirsiniz bu olguyu...
NAZİF KARAÇAM'DA BABAESKİ
Nazif Karaçam Yöre Dergisi'nin olduğu gibi yöremizin de değerli, üretken, yazarı ve yöresel araştırmacılarındadır.
Efsaneden gerçeğe Kırklareli" adlı çalışması emek yüklü önemli bir belgeseldir.
Okunduğunda Babaeski için, şu notlar derlenebilir:
1831 yılında Babaeski'nin nüfusu 3500 kadardı. Ama bu nüfusun ancak 1100'ü Müslümandı.
1884'te Hıristiyan nüfusta belli bir azalma oldu.
1900'de bir artış görülüyor. 15 bin civarında dolaşan nüfus dağılımında 8 bin Hıristiyan 7500 kadar Müslüman bulunmaktadır.
Bulgar, Rum ve Ermeniler yaşardı Babaeski'de. Bin miktarda Yahudi...
1877-78 Osmanlı Rus Harbi (93 harbi) sonrasında Balkanlardan ve daha çok; Selanik, Drama, Makedonya, Bulgaristan, Yugoslavya'dan göçmenler geldi Babaeski'ye. Sonraları 1923'teki Mübadeleden sonra; özellikle 1930- 1952 yılları arasında göçmen akışı sürmüştür.
Yukarıda; ansiklopediden alınan bilgiyi de şöyle tamamlayabiliriz:
Babaeski 1879'da Kırklareli’yle "Nahiye-i Babayı-i Atik" adıyla bağlıyken; 1890'da Kırklareli'nin bir ilçesi olmuştur.
İLK BELEDİYE
Kırklareli İlinin ilk Belediyesi Babaeski’dir. Babaeski 1854 yılında Belediye olurken, Kırklareli 24 yıl sonra 1878'de Belediye örgütlenmesinin gerçekleştirebilmiştir. Eğer Babaeski Belediyesi'ne gider ve Başkan'ın odasına tırmanan basamaklar sonrasında ve soldaki duvarda asılı resimleri merak eder- seniz, bunların ilk yıllardan günümüze gelen Belediye Başkanlarına ait olduğunu göreceksiniz. Burada sıralamak gerekirse, Nazif Karaçam'ın araştırmacı Tahir Çelik'ten derlediği şu isimleri yazabiliriz: İlk Belediye Başkanı Bedreli Tahir Efendi'dir. Sonra sırasıyla Çavuş Oğlu Omer Ağa, Arslan Giray, Çömez Tahir Ağa, Adil Onat, Sadık Yüceengi, Mehmet Ökten, Yakup Naci Saygın, Mustafa Apak, Mehmet Ekşioğlu, Nazif Aslan, Mehmet Emin Batu, Saim Ökten, Mustafa Türedi ve Gündüz Onat…
Şimdiki Başkan ise ikinci dönem için bu görevde bulunan Av. Abdullah HACI 'dir.
OKULLAR-EĞİTİM-KÜLTÜR
1650 yıllarında Babaeski’ye gelen Evliya Çelebi burada bir medrese ve yedi okul bulunduğunu yazmaktadır. Nazif Karaçam resmi olarak ilkokul açılışını 1915 yılında başlatmaktadır. 1954'e kadar ki, dönemi ise bilmiyoruz (ve kuşkusuz bir araştırma konusudur) Ama o yıl açılan okulun Gazi Osman Paşa adını taşıdığını belirtmiş Karaçam. Halk evi yıllarında Babaeski, oldukça etkinmiş...
Babaeski Halk Kütüphanesi Doğan Gö]key'in maddi katkılarıyla 1978'de hizmete girmiş.
Burada, Doğan Gölköy’ün babası Kırklareli eski Milli Eğitim Müdürlerinden eğitimci ve milli mücadele kahramanlarından Ihan Gölkey'i selamlamalıyız. Babaeski'de ilk kitapevi 1929 yılında Hafız Ahmet Hamdi Erbil tarafından kurulmuştur. Atatürk Heykeli 1964 yılında Milli Eğitim Memuru Kamil Bozkurt'un öncülüğüyle dikilmiş. Heykeltıraş ise Haysa, Kırklareli ve Alpullu'daki heykelleri de yapan sanatçı Rahmi Artemiz'dir. Ünlü Pehlivanlar yetiştirdi. Babaeski, Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde de önemli yerlere gelen pehlivanlar yetiştirmiştir. Bunların en önemlileri Babaeskili Mustafa, Babaeskili İbrahim, Mandıralı Ahmet ve Babaeskili Nazmi'dir.
KÖYLER-BELDELER
1 - Ağayeri
2 - Çavuş köy
3 - Çengelli
4 - Çiğdemli (Cahilli)
5 - Düğüncülü
6 - Ertuğrul
7 - Kadıköy
8 - Karamesutlu
9 - Katranca
10 - Kuleli
11 -Kumrular
12 - Minnetler
13 - Mandıra
14 - Mutlu (Kofalça)
15 - Müsellim
16 - Nadırlı
17 - Pancar
18 - Sinanlı (Belde)
19 - Sofuhalil
20 - Taş köprü
21 - Taşağıl
22 - Demirkapı
23 - Erikleryurdu
24 - Hazinedar
25 - Karabayır
26 - Karacaoğlan
27 - Kuzuçardağı
28 - Nacak
29 - Karahalil (Belde)
30 - Alpulu (Belde)
31 - Büyükmandra (Belde)
32 - Oruçlu
33 - Terzili
34 - Yeniköy
35-Yenimahalle
Nazif Karaçam Düğüncülü'nün Babaeski tarihiyle yaşıt eski bir köy oldugunu belirtmektedir. Buralarda günümüzden 3200 yıl öncesine giden buluntulara ulaşılmıştır.
SÜLEYMAN'I NE ETTİNİZ!
Yıldırım Bayezid sonrasında yaşanan kardeş kavgaları döneminde kardeşi Süleyman Çelebiyi Edirne'de bastıran Musa Çelebi onun kaçmasına engel olamamış; Süleyman Çelebi ise yanındaki iki kişiyle ancak Düğüncü’ye kadar gelebilmiştir. 1411 yılında yaşanan bu olayda Süleyman Çelebi Düğüncülüde üç köylü tarafından yakalanmış ve kafası kesilerek öldürülmüştür. Bunu öğrenen Musa Çelebi çok öfkelenmiş "Süleyman'ı ne ettiniz değerek halkı ile birlikte köyü yakmıştır.
ATATÜRK VE BABAESKİ
Atatürk Babaeski'den ilk kez 20 aralık 1930 günü geçti. Bu bir tren yolculuğuydu ve Atatürk Kırklareli'ne gitmekteydi. Sonra Edirne'ye gelen Atatürk Kubilay olayı patlak verince Edirne için öngörülen süre bitimini beklememiş ve bu kez İstanbul’a gitmek üzere otomobille Babaeski'ye uğramış ve kendisini bekleyen halka sohbet etmiştir.
Son geçişi ise Trakya Askeri Manevraları günlerinde olmuştur.
BU ÖYKÜ BABAESKİ'DE BAŞLAR
Evet bu öykü gerçekten de Babaeski'de başlar ve söz konusu yazıda şöyle dile gelir:
Türkiye'deki kooperatifçiliğin tarihsel gelişim süreci içinde oldukça onurlu bir yer tutan ve yöremizin, tabandan filizlenerek zamanla en büyük örgütü durumuna dönüşen Trakya Birliğin öyküsü 26.12.1949'da Babaeski’de başlar. Çünkü birlik aşaması öncesinde oluşan Babaeski Yağlı Tohumlar Kooperatifi Trakya Birliğin ilk "Kurucu Kooperatif' i olacaktır. Babaeski'den; Ihsan Gelvalı, Seyit Ahmet Güroglu, Hasan Başkaya, Hüsnü Bedreli, Hüsnü Ekici, M.Emin Batur, Basri Bilge, Mehmet Turan, Nuri Ozçınar..
Nadırlı köyünden;Yahya Yaman, Salih Savaş, Halil Ozdemir...
Katrancı Köyünden; Ahmet Orhan, Süleyman Erçok, Hasan Onat...
Karamesutlu Köyünden: Ali Çetin, Şerif Güler, Izzet Güner...
Kadıköyden; MAli Ozbek, Sabri Erdem...
Osmaniyeden; Süleyman Ergin, Mustafa Dilber ve Pancarköyden; Mehmet Yörük bu örgütlenmenin ilkleridir. 132 sayılı Babaeski Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifi adıyla gerçekleşen bu örgütlenme 1962 yılına kadar Istanbul'da Yaş Meyve ve Sebze Tarım Satış Kooperatifleri Birliği kapsamında yaşayacaktır.