BABAESKİ
Babaeski Tarihi

Babaeski'de Bulunan Tarihi Eserler

Günümüzde Babaeski'de tarihi değer taşıyan cami ve köprüler bulunmaktadır. Evliya Çelebi ünlü Seyahatnamesinde, Semiz Ali Paşa tarafından yaptırılmış olan medrese, imaret, han ve dükkânlardan bahsetmekte ise de, bugün bunlardan hiçbir iz kalmamıştır.

Günümüzde Babaeski'de ayakta kalmış olan tarihi eserleri şöyle sıralayabiliriz:

Fatih Camii

Küçük Camı", "Eski Cami" olarak da bilinen bu cami, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1467 yılında yaptırılmıştır. Edirne-İstanbul yolunun gidiş yönünde Aylı çeşmenin yanındadır. Kare planlı bir, ibadet mekânı ve bunun kuzeybatı köşesinde bir minaresi vardır. Bina dıştan 11.20x11.90 m ebadındadır. Önüne 1965 yılında bir kâgir son cemaat yeri ilave edilmiştir. Camiin duvarları kabaca yontulmuş kesme taşlarla yapılmış, çatısı ahşaptır. Camiin doğu, batı ve güney cephelerinde yuvarlak kemerli dörder pencere açıklığı vardır. Minare, kare bir taban üzerindeki kısa bir geçiş bölümünden itibaren çok yüzlü gövde başlar. Düzgün kesme köfteki taşından yapılmış olup, tek şerefeli ve sivri kurşun külahlıdır. Beyaz badanalı duvar yüzlerindeki tek süsleme, pencere ve mihrabı kuşatan kalem işleridir. Süslemeler XVIII-XIX. yüzyıl süslemeleridir. Camiin ince uzun bir tamir kitabesi, son tamirde sıva altından çıkartılmıştır. Siyah zemin üzerine, iki satır olarak Arapça yazılmıştır. Kitabe; camiin 20 Şevval 871/ M:25 Nisan 1467'de Fatih'in emri ile yapıldığını bildirmektedir.

 

Cedid Ali Paşa Camii (Semiz Ali Paşa Camii)

Babaeski halkı arasında "Büyük Cami" adı da verilen bu cami,1560 yılında Veziri Azam Semiz "Cedid" Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimarı, Mimar Sinan'dır. Camii, tek kubbeli,çift Revaklı,dış duvarları düzgün kesme taş, üstü kurşun kaplı,tek minarelidir. Çift revaklı son cemaat yeri,altı sütuna oturur. Beş yönlü olup, kapı girişinin üzeri çapraz tonozlu, yanları kubbelidir. İkinci son cemaat yerinin üzeri ahşap kaplamalıdır. 16 sütunlu avluya açılır. Önünde duvarları revaksız bir şadırvan avlusu ve ortada on iki köşeli bir şadırvanı vardır. Avlunun mihrap ekseninde ana giriş kapısı,sağdaki yan kapı üzerinde tamir kitabesi vardır. Cami, 1832 yılında Sultan II. Mahmut'un emri ile onarılmıştır. İç süslemelerde bu onarımda yapılmış olmalıdır. Altıgen tabanlı kubbesi yanlarda ikişer,mihrap çıkıntısı üstünde bir olmak üzere beş yarım kubbe ile desteklenir. Mihrap çıkıntısını örten yarım kubbe, diğer dört kubbe ile ayni ölçüdedir. Camiin altıgen tabanı köşelerde dışarıya taşırılarak bunların üstüne orta kubbe kasnağını destekleyen payanda kemerleri konulmuştur. Payanda kemerler doğuda ve batıda çift, öbür dört köşede tek olmak üzere sekiz adettir. Bunlar kubbenin yuvarlak kasnağını vurgular. Beş yarım kubbede yine yüksek ve yuvarlak kasnaklıdır. Ana kubbenin dört köşesinde silindir gövdeli, tepeleri dilimli kubbecikli ağır kulecikler vardır. Sağ da tek minare,altı şerefeli ve şerefe altı istalaktitlidir. Bu cami, Mimar Sinan'ın Selimiye Camii'ni inşa etmeden önce uyguladıgı maket camilerden biridir. İstanbul, Fındıklı'daki Molla Çelebi Camii'nin benzer planındadır.

                        Cedid Ali (Semiz Ali) Paşa Camii 2004

Semiz Ali Paşa: Kanuni Sultan Süleyman dönemi sadrazamlarındandır. Uzun boylu, gayet iri ve tombul olmasından dolayı "Semiz" diye anılmaktadır. Aslen Hersekli olup, oradan askere alınarak, İstanbul'a getirilmiş, sarayda yetiştirilerek yeniçeri ağası, Rumeli Beylerbeyi olduktan sonra, 1549 'da Vezirlikle Mısır Valiliği 'ne tayin edilmiştir. Burasını gayet iyi idare ettiğinden dolayı İstanbul'a çağrılıp 1561'de Veziriazamlığa getirilmiş, 1565'de vefat etmiştir

Sokullu Mehmet Paşa "Sinanlı" Köprüsü

Mimar Sinan'ın eseri olup, Veziriazam Sokullu Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Köprünün yapılış tarihi kesin olarak belli değildir. 1565 yılında yapılmış olmalıdır. Köprü, Alpullu-Hayrabolu yolu üzerinde, 123 metre uzunluğundadır. Alpullu demiryolu istasyonu ile Şeker fabrikası karşısına rastlamaktadır. Kitabesi yoktur. Mimari bakımdan; Lüleburgaz'daki Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü'ne çok benzemektedir. Ondan tek farkı, Ergene nehrinin batak ve kaygan olması nedeniyle orta kemer diğer kemerlerden daha büyüktür (20.05 m. Kadar açıklıkta).Beş gözlü olan köprünün kemer şekilleri sivridir. Köprünün dört ayağının her biri içinde hafifletme gözleri açılmıştır. Kemerler doğrudan doğruya temelle oluşturulmuşlardır. Köprünün kornişleri, korkuluk taşları, dış yüzleri ile birleştirilmiş, bu taşlar yer yer tek ve çift taş halinde olup, yükseklikleri 1.10 m. dir. Bu köprünün önemi; Alpullu'yu Hayrabolu'ya bağlamak amacıyla yapılmış olması ve Tekirdağ'dan başlayan menzil yolunun Ergene Nehrini geçmesini sağlamış olmasıdır. Köprünün mansap tarafının mimarisi değişiktir. Üst tarafında bir balkonu vardır.

Hamam

Babaeski'de Fatih Camii'nin karşısında yer almaktadır. Kapı üzerindeki kitabesi, Babaeski'nin Yunan işgali sırasında, Yunanlılar tarafından silinmiş olmasından dolayı yapıldığı tarih kesin olarak bilinmemektedir. Kaynaklarda Cedit Ali Paşa Camii külliyesi içinde hamamdan da söz edilmektedir. Bazı kaynaklar hamamın yıkılmış olduğunu yazmaktadırlar. Burada Çandarlı Halil Paşa'nın da bir hamamı bulunduğunu ve yıkılmış olduğundan bahsetmektedirler. Evliya Çelebi ise, hamamı Cedit Ali Paşa'nın yaptırmış olduğunu yazmaktadır. Günümüzde Hamam:Kadin ve erkek olarak çifte hamam şeklinde yapılmış olan hamamın,kadınlar kısmı yıkılarak sadece erkekler kısmı kalmıştır.Erkekler kısmının girişi "soğukluk-soyunmalık" kısmının kubbesi çökmüş, daha sonra orta pencere üst seviyeden itibaren ahşap çatı ile kapatılmıştır. 1988'de yapılan onarımlarla eski haline getirilmiştir. Duvarları klasik tuğla ve küfteki taşından almaşık olarak yapılmıştır. Kapı da orijinal taş süslemesi vardır. Plan itibariyle klasik Osmanlı hamam planlarına benzemektedir.

Sultan IV. Murat Köprüsü

Köprü, ilçenin hemen doğusundaki Babaeski deresi üzerindedir. H:1043/M:1633 tarihinde Sultan IV. Murat tarafından yaptırilmıştır Mimari kesin olarak bilinmemekle birlikte. Mimarının Mimar Kasım Ağa olduğu zannedilmekte ise de, Mimar Kasım Ağa IV. Murat'ın ilk yıllarında bulunmuş, fakat köprünün inşa edildiği 1633 tarihinden evvel vefat etmiştir. Ancak, ölmeden önce köprü planlarını hazırlamış,bu planlara göre başka bir mimar tarafından tamamlanmış olmalıdır. Köprünün ortasinda bir tarih köşkü ve bunun karşısında bir balkonu vardır. Kitabesi beyaz mermer üzerine beş satir halinde yazılmıştır. Kitabenin sağ ve sol kenarında birer rozet ile Lale ve Zeren'lerden meydana gelen süslemeler vardır. Altı kemer gözlü ve aralarında ikişer boşaltma gözleri bulunmaktadır. Boyu 72.00 metre genişliği 5.85 metredir. Edirne asfalt şosesi bu köprüden geçtiğinden köprünün döşemesi sağlamlaştırılmıştır. Bu köprünün önemli bir özelliği, Rumeli Bostancıbaşısı'nın Rumeli'den gelip İstanbul'a gidecek olan yabancıları burada kontrolden geçirmesidir.

Eski yıllarda Rumeli Bostancbaşı'sı, Rumeli'den İstanbul'a gitmekte olanları, bu köprüde kontrolden geçirirdi.

Kitabe Metni

Cenab-ı hazret-i Sultan Murad-i cem azamet

Ibadı üzre Hüda ide sayesin memdud

Çün itildi azmi cihad ol Şeh-i hümayün-baht

Yanınca asker-i bihad cünud-i na mahdüd

Bu cisri bir kulu yolunda itdi pay endar

Derün-i dilden idüp ol şehe nisar-i dürüd

Çün itdi hüsn kabuliyle hatırın tatyib

Anınla eyledi kasd-ı takrrüb-i ma'büd

Sıah-ı canıma hafiften irdi bu tarih

Ola bu cisri karin-i kabuş-i rabb-i vedüd

Sene 1043-M:1633 

Meydan Çeşmesi

Fatih Camii önünde üç yüzlü bir meydan çeşmesidir. Kesme taştan inşa edilmiştir. Doğu yönü sağır kemerlidir. Digeryüzleri sivri kemerli, nişler içinde stilize akantus yapraklı ayna taşları ve önünde yalakları vardır. Kitabesi Yunanlılar tarafından silindiği için okunamamaktadır. Çatı altı frini stiline kabartma palmet motiflidir. Yapıldığı tarih bilinmemekle beraber, Cedit Ali Paşa Camii'nin tamiri sırasında II.Mahmut döneminde yani 1834 yılında yapılmış olmalıdır.

Kaynaklar

  • Ekrem Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mimarisinde Fatih Devri C:1II, İstanbul,Baha Matbaası, 1973
  • Editör Sadi Bayram, Mimarbaşı Koca Sinan Yaşadığı Çağ ve Eserleri -1, T.C. Başbakanlık Genel Müdürlüğü ile Türkiye Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü Yayınları, İstanbul, Dizergonca Matbaası 1988
  • Seyfettin Kayalı, Osmanlı Tarihinde Lakaplarıyla Anılan Sadrazamlar,1922 
  • Resimli Tarih Mecmuası Cilt:3, Sayı:36,Aralık,1952
  • Cevdet Çulpan, Türk Taş Köprüleri, Ankara,Türk Tarih Kurumu Basımevi,l975
  • Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Çev: Zuhuri Danışman, C:V1, İstanbul, Kardeş matbaası, 1970